30 June 2008

Santisteban'dan Fazlası

44 yıl diye hatırlıyorum... Tv'lerden aklımda kaldığı kadarıyla 44 yıl geçmiş son şampiyonluğun üstünden. Sezon boyunca İspanyol oyuncular, İspanyol takımları gündemimizde olur ama yaz gelir, ulusal turnuvalara konsantre olunur ve hemen İspanyollar geri düşer zihinlerde. Bu güne kadar bunu bozabilen bir tek Juan Santisteban vardı. Aragones'den 2 yaş büyük Santisteban 20 yıldır İspanya genç takımlarının kontrolündeki adam. Sonuncusu birkaç hafta önce Türkiye'de U-17'lerle olmak üzere çeşitli seviyelerde birçok şampiyonluk & ikincilik kazandı çalıştırdığı İspanyol gençleri. A takımdan farkları her turnuvaya zihinlerde favori başlarlardı, her turnuva öncesi İspanya'nın durumu ve kadrosu ilk merak edilenlerden olurdu. 2010'da bu şampiyon kadro aynen -Senna hariç- korunabilir. Artık A takım için de aynı durum geçerli olacak
Turnuva öncesi şampiyonluk adayı olarak görmüyordum İspanyolları. Hazırlık maçlarını da izledikten sonra görüşüm değişmemişti. Gerçi dün şampiyonluk adayımı izledikten sonra turnuvalar öncesi biraz daha fazla kafa yormak gerektiğini anladım. Güzel turnuva oldu denilebilir herhalde tabi bunda milli takımın etkisi çok büyük. En azından yararlı oldu futbol için; defansif orta sahaları çiftleme modası değişti, rakibi karşılamak yerine top oynamanın ve oyun bozmaya çalışmanın daha güzel olduğunu hatırladık, savunma futbolunun çaresizliğini hatta rezaletini izledik sonuç olarak yeni sezona ayrı bir hevesle başlamamızı sağlayacak bir turnuva oldu debilebilir herhalde.
Pozitif futbolun turnuvasında Almanlara final öncesi şans vermek çok zordu. Bahisler one göre yapıldı, tv'ye ona uygun motivasyon ile oturuldu. Bilim ve tekniğin onca gelişimine rağmen değişmeyen oyun süresi, Mario Zagallo'nun önerisi gibi 90 dakikanın üstünde olsaydı bile değişen birşey olmazdı, Almanlar sahadan çıkar giderdi herhalde. 10 dakika sonrası final oynayan bir takımı bu kadar çaresiz görmek hoş olmadı tabi ama günümüz standartlarına göre güzel maçtı. Villa'nın sakatlığının dezavantaj olacağını düşünmüyordum İspanya'nın mevcut artılarını da düşünerek. Aragones forvet ikilisinden birini orta saha yada defans önünde kullanmayı seven biri, sakatlık sayesinde istediği gibi oynattı. İspanya, üstün ırk misali yapılı, uzun, yakışıklı Alman takımı karşısında fiziksel ve geleneksel üstünlüğün teknik karşısındaki çaresizliğini resmetti. Turnuvanın genel görüntüsü bozulmadı, atan yine kazandı. Biz hariç bunu bozabilen olmamıştı, geri düşen takımlar çaresiz ve/veya silik görüntüdeydi hep, finalde de değişmedi. Uzun lafın kısası İspanya'nın futbolda Santisteban'dan daha büyük bir gururu oldu.

No comments: