08 June 2008

Myhre ve Nikopolidis


İlk gün sürprizlerle başladı. Alex Frei gözyaşları ile veda ederken Çek'ler ders verdi. Avrupa Şampiyonalarının saygın takımı, elemelerin lideri olarak gelen Çek'ler e saygı duyulmuştur inşallah bizim ülkede. İsviçre'nin sıkı savunması geriye düşünce başka hiçbirşeye sahip olmadıkları imajı verdi bana. Direkten dönen toplarına rağmen, çaresizlerdi son 20 dk. da. Frei'nin yokluğu önemli, forvet mevkileri sıkıntılı ve geriye kalanlar sıradan oyuncular.

Portekiz'i en kolay maçımız olarak görüyordum grupta, görüşüm değişmedi ilk maçlardan sonra da. Geriye kalan 2 rakip ''takım''.. ya biz? Yenilgi, fark yeme, gol kaçırma vs. problem değil ama daha ne oynayacağı nasıl oynayacağı belli olmayan bi takımımız var. Sinirimi bozan ise galiba herşeye rağmen maça, Portekiz'i de düşünerek umutla girmiş olmam. 4-3-3 diyip başka bişey demeyip kafa açmak, Servet'i oyun kurma zorunluluğu altında bırakmak, mağlup duruma düştükten sonra bile savunma 4'lüsünü -hattaa çoğu zaman Aurelio'da fazla yakındı- ileri çıkartamamak, Emre'yi ilk yarı ileri çıkartmamak ikinci yarı ise tam ihtiyaç olunan anda, geri düşmüşken oyun kurması için geriye getirmemek affedilecek, eleştirilmeyecek şeyler değil bana göre. 2 yarı 4-5-1'e döndükten sonra Kazım için sevindim sadece, daha verim alabilecektik ama zihniyet değişmeyince, forvetsiz oynamaya devam edince birşey yapabilmesine imkan yoktu. Tuncay'a ona buna ayakları birbirine dolaştığı için kızamam, sövemem ama sabit fikirli terim'e Yıldıray'ı elediği için hertürlü söverim. Yıldıray'ı eledikten sonra insan utanır da 4-5-1'e dönmez en azından. Bir şekilde Türk olupta Yıldıray ve Nuri dışında pas atabilen bir adam tanımıyorum ben bilmemkaç milyarlık dünyada...

Bu takımın çalıştırıcıları da dahil değişilmez tek isimleri Nihat ve Yıldıray'dır - anladım ki biraz da Kazım- geri kalanların hepsinin özellikleri ve artıları benzer, alternatifleri bulunabilir ve eksiklikleri de aynı. Farklı olan 2'linin birini yollayıp da ilk maçta çaresizlikten başka birşey göstermeyen bir hoca'ya da alternatif bulunur. Yenik durumdayken bile, forvet oyuncuları top almak için geriye gelmek zorunda kalırken ve topla atağa çıkarken aynı zamanda hücumun en önündeki oyuncu olabilmesine alışamadım. Arkadas 2 kişi ilerde beklemez mi, 1 kişi diğer taraftan koşmaya başlamaz mı 1'i yardıma gelmez mi...! Görüşüm değişmedi, İsviçre ve Çek'ler yenilmez, zaten biz de elemelerde de görüldüğü gibi birilerini yenebilecek bir takım değiliz. Milli takım için keşke, allah izin verirse, neden olmasın, şöyle olsa, böyle olsa'lardan başka söyleyecek birşey yok... Şimdi 2 stoper'de sakatlanmış 4 savunmanın 3'ünün olmaması birşeylere zemin hazırlar, öyle yada böyle savunma yapamıyor olsak da... Suçu Nikopolidis ve Myhre'ye atmak en mantıklısı

No comments: