23 December 2008

Just Call me Lass

Mourinho'nun Chelsea'ye gelişi... data editörü kullanmayı seven birinin oynadığı menejerlik oyunundan farksız değildi. Olmuşu, genci, çıkış yapması bekleneni falan birsürü adamı topla, 160 küsür milyon euro harca, işine yaramayacağını düşündüğün sevmediğin falan birsürü adamı da kirala yada serbest bırak.. para var ne de olsa. Gelen ve gidenler arasındaki fark 150m euro'nun üstündeydi Mourinho'nun ilk yılında. İkinci yıl para ödenen sayısı düştü, Tiago-Parker-Kezman gibiler de satılabilince uçurum nispeten kısalmıştı. Üçüncü yıl da benzer geçti. 07/08'e yani Mourinho'nun son sezonunda ise keskin bir dönüş oldu hatırlarsınız. Kemerler sıkılmış, Chelsea yaz dönemini karla kapatmıştı.

Saymakla uğraşamadım, çok transfer yaptı Mourinho haliyle. Cech, Carvalho, Essien başarılı oldukları, Drogba'yı da koymalı tabi... Kanatlarda ise istediği hiç olmadı. Robben, Malouda, Kalou, Wright-Phillips, Belletti, Del Horno... Bu bolluk içinde kafama çok takılan ise, ulan elin Abramovich'in cebinde, Porto ile yarattığın ortada, birkaç tanede bilmediğim/duymadığım genç adamı alıp yıldızlaştırsana! olmuştu. Yapmadılar değil aslında, altyapıya Ada ağırlıklı çok oyuncu kattılar. Alcides, Alex, Rajkovic falan alıp kısık ateşte beklettikleri de oldu. Tek tutan Mikel oldu şuan için. Onu da bu sınıflandırmaya sokamıyorum United ile mücadeleleri, ödedikleri bedel sözkonusu olunca.

Olanların durumu ortada... Diarra bu noktada önemliydi benim için. Fransa 2. liginden, 20 yaşında ufak tefek bir defansif orta saha 1 küsür milyon sterlin'e getirilmişti. Tamam işte, Makalele'nin yenisini yapacaklar dedirtmişti. Orta sahada yer bulamadı Chelsea'de, Mourinho onu sağ bekte denemek zorunda kaldı kritik bir zamanda, iyiydi de orda. Sonuç olarak 2007 itibariyle aşı tutmamış oldu. Arsenal'e geçişinde sevinmiştim, beğendiğim bir oyuncuydu e Wenger'de olunca şekil alır demiştim, 4-5 ay kalabildi. Geçen ocak ayında geçtiği P'mouth da da 1.5 yıl kalabildi ama sonunda oldu galiba. 20m sterlin değer biçildi, 4.5 yıllık kontrat yaptı Real ile. Chelsea'nin onca gideninden, değer kazanan tek oyuncu oldu ''Lass''. Uefa.com da gördüm elinde Lass yazılı Real forması. Resme de tıklayıp açılmayınca, aha dedim yanlış mı yazıldı acaba? Josico Emirates'e çıkacakken, Jo(c)iso yazılı formayı giymek üzere olduğunu gördüğümden herhalde bu afallama... Birinci/ikinci Diarra sınıflandırmalarına gerek yok, Lass diyin olsun bitsin demiş. Bizim futbolculardan daha mı akıllı acaba? Kariyerinde kritik zamanda kritik müdahaleleri yapabilmiş bir oyuncu. Arka arkaya Chelsea ve Arsenal'e uğrayıp kalmamayı seçmek önemli, ki özellikle Arsenal'de yaptığı buydu. Rıdvan Dilmen'in hastası olduğu tipte bi topçudur, oyunun iki yönünü de iyi oynar. Tekniği iyidir, dar defansif ortasaha anlayışına göre ofansifliği fazla dener. Ramos'un istemesi önemli, Gago-Guti var şimdilerde orta sahanın ortasında, delip geçecektir. Mali'nin -Hertha maçıydı sanırsam- Nonda oyuna girdikten sonraki gibi ''bu bizimkiler nasıl zenci!? Elalemde ne zenciler var!...'' dedirtecek mi? dedirtir.

No comments: