08 January 2009

Dil ve ağızdan çıkan kelime hayati önemdedir

Başlıktaki sözü Zülfü Livaneli'nin dünkü köşe yazısında okumuştum. Gazeteyi kapattıktan sonra Kabataş iskelesini terketme sonucu doğan taksi kapma mücadelesi. Sigara yasağı malumunuz. Yasağın en karmaşık hale geldiği yer ise taksiler. İçme isteğimin sınırları zorlaması, taksiciden izin istememi engelliyor bazen. Reddedilme boşluğu yaratıyor, boşluk ise öfke, muhatabı ve cevabı olmayan sorular doğuruyor, işin yoksa bir de bunları düşün sabahın köründe. Bu durumla başa çıkacak gücü bulamadım herhalde ve pencereye yapıştırdım kafayı. Çakmağın ateşleneceği anın geri sayımını gözler üstleniyor, etraftaki sıradan, alışılmış nesneler daha bir dikkatle ve hevesle yakalanıyor. Elmadağ'a gelmeden reklam panolarında dikkatimi çekti bu resim. 2'ye tek yapılan kavgaları bile anlayamam ben, Ortadoğu'dan akan resimler, diplomatların sabır sınayan açıklamaları falan zemin hazır tabi, slogan coştuyor, büyüyor zihinde.

Sigarayı yere atıp, okuldaki selam sabah trafiğini de atlattıktan sonra çalışıyor kafa... Tv'lerde dönen bakıcı dayağı haberlerinde bile ayarımız bozulurken, Gazze'deki gerçeklik algı, ayar bırakmıyor. Kayıtsız kalmamak mümkün değil tabi. Görülenin, duyulanın yarattığı can sıkıntısı, öfke, duygusallık gayet insani, tepkisiz kalmamak güzel. Yapabilecek hiçbirşey olmasa bile bu durumu düşünmenin akıl ve vicdana doğru, adil hisler bırakması bile güzel. Herşey iyi güzel de düşüncemizin söze dönüşümünde uğradığı bu hasar, kayıp niye? Terör-El Kaide-Müslümanlık 3'lüsünü ne çabuk unutmuşuz da çözümü Yahudilik-Katliam-İsrail'de arıyoruz...

İçinde toplu olarak yer aldığımız değerlendirilmelerde durumumuz üzerine çokça söylenir, söyleriz. Genellemelere merakımız, siyah-beyaz arasında gri olduğunu göremememiz, çabuk düşünüp çabuk unutmamız, dini bilmemneyi sık kullanmamız. Girmeyeceğim bunlara, hepsi bir bütün ve işin aslı olsa da. Bunlara da siz girin istedim:

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=915950&Date=08.01.2009&CategoryID=77

1 comment:

Tuna said...

Faşizmin hiç bir türlüsü hoş degil. Tamam, biz de lanet ediyoruz Filistin'de olanlara. 2-3 gün önce Al-Jazeera izliyordum. Orada sansür de yok. Çocuğun biri yerde yatıyor. Çenesinden mermi girmiş, gözleri yukarı bakıyor. O görüntü her aklıma geldiğinde lanet ediyorum İsrail'e. Ama bütün yahudileri bu katliamın sorumlusu olarak görmek bizim insanımıza yakışır cinsten bir hareket olmuş. Ne de olsa genelleme yapmayı seviyoruz.