14 January 2009

2008'in Kapanışı

Yukarıdaki 3'lü 2007'nin en iyileri idi. Kaka, ikinci gelen Messi'nin 2 katı oy ile birinciliğe layık görülmüştü. 2008'de üçlüyü, Kaka'yı arkasına alan Torres bozdu. Messi ile 300 küsür oyluk fark tatmin etmedi galiba beni. Forvet olmayan bir insanevladı kaç yılda bir bu kadar gol atar, bu kadar dolu bir sezon geçirir ki. Mourinho mind-game savaşlarını Ibrahimovic ile başlatmıştı, 16. sırada yer buldu İsveçli. United Şampiyonlar Ligi'ni kazandığında, Euro 2008 en iyiyi belirleyemez yazmıştım burada, ki yaz turnuvalarının ağırlığı vardır bu ödüllerde. 3.lüğe Torres'i yerleştirdi Euro 2008, ilk 10'un 6'sında da İspanyollar yer aldı. Bu yaz gençler şampiyonaları dışında boş geçecek, yani 2009'un en iyisini belirlemekte başrolü Şampiyonlar Ligi oynayacak. Son iki yılın en iyilerinde de önemliydi Şampiyonlar Ligi, kazanan takım elemanı olmanın dışında performansları da üstündü Ronaldo ve özellikle Kaka'nın, ikiside gol kralı olarak tamamlamıştı turnuvayı. Zihinlerde hep önde galiba Messi. 07/08 performanslarında bile Ronaldo'ya bu kadar rakip gözüktü ise, 2009 için Oscar'a aday Martin Scorsese gibi zirvenin en ciddi adayı... Merak ettiğim Barça Şampiyonlar Ligi finali göremez ise yine zirvede olacak mı? Tabi bu sezon itibariyle 3'lünün en iyisi konumunda, geçen sezonun rakamlarını ise geçmesi kesin gibi, Barça'nın durumu ortada. Bunları gözardı etmiyorum zaten, sadece daha 21'inde ve 4 sezondur piyasada biri için bu kadar acele niye? Önce başka şeyler kazanması gerekmez mi?

Eurosport canlı yayınladı ödül gecesini. Zürih'e bağlanmadan önce ufak bir Ronaldo belgeseli izlettiler, çok keyifliydi. Gecenin bayan sunucusu Sylvie v der Vaart idi. Güzel kadın tabi de özellikle yakın çekimlerde daha iyisi olamazmıydı dedirtti; belki de beyini yöneten, dominant kadın görüntüsü öyle hissettirdi. Bayan v der Vaart evliliği öncesinde de şöhrete sahipmiş. Oyuncu, sunucu, model, iş kadını, iki çocuk annesi abla bizim Rafael'den de 5 yaş büyük. Beyinin popülaritesi sürdükçe, Victoria Beckham'dan Kraliçe WAG ünvanını devralmanın en ciddi adayı galiba. Geceye dönersek önce dişi futbolcular çıktı sahneye. Müzik araları, tanıtımlar falan derken sıra bizimkilere geldi. 5'li Teker teker çıktılar sahneye takım elbiseleri ile, koltuklara dizildiler. Görüntüleri, o alışılmadık halleri daha bi saf, sıradan gözükmelerini sağladı. Alt tarafı 20'lerinin başındaki futbolculardı, mikrofon sırayla ellerinde dolaştıkça farklı bir şekilde gözüktüler futbolsevere. Ronaldo'nun koltukta misafir gibi durması, mikrofonu tutuşu, konuşması falan 07/08'in en büyük keyfi, 35 gol atmış bir ilah imajını sildi götürdü birden, genç bir futbolcu/insandı işte. Kaka, Torres, Ronaldo, Messi, Xavi'yi o sahnede izlemek keyifliydi. Bir büyük turnuva bile yeterli gelmiyor bu çocukları bir arada görebilmek için. Sonuç: Ronaldo ve üst üste üçüncü kez Brezilya'lı Marta, 2008 ile tüm bağımızı kestiler.

Bizden de birşeyler vardı tabi. Eurosport Mahmut Özgener'in konuşmasını yayınlarken, paketin boş olduğunun farkına varıp bakkala koşmuştum. Ermenistan ve Türkiye Federasyon başkanları ve kaptanları Fair Play ödülünü paylaşmışlar. Şenes Erzik'siz olmaz tabi.

No comments: